20 Mayıs 2013 Pazartesi

Bir çocukla bir kuduz köpeğin hikayesi

Bir çocukla bir kuduz köpeğin hikayesi

Günlerden bir gün bir çocuk yolda bir köpek görür. Seveyim şunu bir der yakınlaşır. Köpek başta ses çıkarmaz, biraz daha yaklaşınca hırlamaya başlar. Çocuk der ki "aa niye hırlıyorsun ki şimdi sen ? hiç gerek yok gel medenice konuşalım (!)" köpek havlamaya başlar. Çocuk durumu analiz edemez ve konuşmaya devam eder "ya bak böyle yapma, lütfen. Cidden hiç gerek yok" köpek dişlerini sıkıp yaklaşmaya başlar. "Lütfen diyorum, niye anlamıyorsun ?" Köpek iyice yaklaşır ve ısırır. Çocuk şaşırmıştır, ben nerede hata yapıyorum diye düşünmektedir. Son bir kez daha şansını dener, tamam ısırdın. Peki değdi mi ? Ben ne yapmaya çalışıyorum sen ne yapmaya çalışıyorsun ? Köpek bir daha ısırır, çocuk önce bir feryat eder sonra da köpeği boynundan ısırır (!). Ee yeter amk lan deyip tekmeyi de yapıştırır.

Denildiği gibi:
"İyiliğe iyilik her kişinin karı, kötülüğe iyilik er kişinin karı"
Ama Mevlana'nın de dediği gibi:
"Ne kadar bilirsen bil, anlatabildiğin karşıdakinin anlayabildiği kadardır"
Dolayısıyla:
Sabrın sonu her zaman selamet değildir.
Çünkü:
"Anlayana sivrisinek saz, anlamayana davul zurna az"

0 yorum:

Yorum Gönder

İzleyiciler